-
Atina - Dünya'nın kıymetli elması
Attika yarımadası – Ana kara Yunanistan’ın kenarında bir üçgende küçük şehirlerle çevrili – dünyaca ünlü bir şehir.
Uzaktan bakıldığında, bazen güneşin denizdeki yansımaları gibi parlayan binlerce pencereleri sihirli şehir gibi görünüyor, bazen.
İlk bakışta, kent kişiliksiz görünüyor. Ancak, hemen sizi büyüleyecektir. Kolayca birkaç arkeolojik ve tarihi yerler etrafında bir yürüyüş ile geri zamana bir yolculuk yapabilirsiniz. Ek olarak, Atina'nın tarihi ile biraz aşina olan varsa, duygulanacaktır. Tarihte burada yaşayanların yürüdüğü zemin üzerinde yürüyerek, benzersiz hisler hissedeceksiniz. Bu size şehre aşık edip gece hayati ve muazzam denizi ile kendisini sevdirecektir.
Atina öyledir. Gizli güzelliklerini sevgilisine sunup, bakışları ile onu büyülemeye çalışan bir kadın gibidir.
Atina (Αθήνα) - Yunanistan'ın başkenti ve ülkenin ekonomik, kültürel ve idari merkezidir.
Atina Tarihi
Atina'da insan yerleşimlerinin ilk kanıtı yaklaşık 4 binyıl önce Neolitik çağa dayanmaktadır. Akropolis kazıları sırasında bulunan birçok arkeolojik eserler bunu göstermektedir.
Miken döneminde (13. yüzyıl MO) Atina Akropolis ve çevresindeki kral sarayı ve binaları ile Yunanistan’ın, siyasi ve kültürel merkezi olmuştur. Bugüne kadar varan efsanelerde bunu kanıtlamaktadır.
- Efsaneye göre, Atina Tanrı Apollon'un oğlu Jonah tarafından adını alarak İonlar tarafından iskân edilmiştir. Atina'nın en büyük kralları: Kekrop, Erechtheus, Aegeus ve Theseus, kentin gelişimi için önemli katkılarda bulunmuştur. Kraliyet sarayının sitesi bugün Erechtheion ünlü tapınağına ev sahipliği yapıyor. Kentin asıl kurucusu da Girit kralı Minoa’ya aidat ödeyen Theseus’tur. Onun sayesinde, farklı Atinalı devlet politikacıları birleşmişlerdir. Sonunda, Theseus’un ölümünden sonra kentin kontrolü birkaç aristokrat ailelere gider. Yaklaşık 1000'e kadar M.Ö. Atina İyonya kralları tarafından yönetiliyordu. Hatta o zaman kent, siyasi ve kültürel merkez oldu. Ama zamanla, kralların gücü zayıflamış ve Atina birkaç aristokrat ailelerin emrinde idi. Özellikle, bu dönemde, kentin Lideri Draco meşhur olan ilk kaydedilen yasaları kurdu. Atina 594 M.Ö. hükümdarı olarak, Solon "yedi bilge adamlar" arasından biri seçildi. O mevcut yasa yenilendi, kölelik borç kaldırıldı ve sınırlı bir demokrasi temeli atılarak, Atina Anayasa Mahkemesi kuruldu. M.Ö.560, iktidara zalim Pisistratus geldi. O zamandan "zalim" kelimesi kendi elleriyle iktidarı elde eden kişi olarak anlaşılmaktadır. Pisistratus çok akıllı bir politikacıydı. Sanat ve bilimin gelişimini teşvik etti. Akropolis alanında ilk tapınak kompleksini inşa etti. Ancak daha sonra, Solon bir sistemine dayanarak kurulan demokrasiyi devirdi.
Bu arada Atinalılar sivil olarak adlandırılamazdı. Çok güçlü asker ve donanma kurarak Preslerle savaşıyorlardı.
M.Ö. 431 Sparta ve Atina arasında Peloponnez Savaşı başladı. Atinalıların yenilgisiyle sona erdi ve nüfus yarıya kadar azalıp donanma 10 gemi kaldı.
Ancak, tüm afetlere rağmen, Atina bir kültür merkezi olarak yaşamına devam etti. Aristophanes ünlü komedilerini yazıp Platon Akademide derslerine devam ettiler.
M.Ö. 338 yılında Makedonyalı Philip II nin oğlu Büyük İskender Atina ve diğer Yunan toprakları isgal edilir. Atina sonra Roma İmparatorluğu'nun bir parçası haline gelir. Şehir Roma'ya öğretmenleri gönderir ve İmparatorluğun eteklerinde ikinci kültür merkezi değerini alır. Romalılar Hadrian Zafer Kemeri dahil bu güne kadar ayakta kalan binaları insa edip, kentin mimari görünümüne katkıda bulunmuştur. Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra M.S. 50 kentte Hıristiyanlığın dönemi başlar. Şehir Havari Paul tarafından ziyaret edilir. Akropolis Bizans İmparatoru Jüstinyen tarafından kapatıldı ve Meryem ana Kilisesi olarak kullanıldı.
Klasik Antik Atina
490 yılında Pers Kralı Darius M.Ö. Küçük Asya'da Yunan şehirlerinin ayaklanması sırasında Miletus şehrine yârdim ettiği için Atina’yı cezalandırmaya karar verdi. Guclu Pers ordusunu Akıllı MILTIADIS önderliğinde Marathon ilçesi yakınlarında Atina ordusu bekliyordu. Atinalılar Perslere karşı ilk zaferini kazandı. Darius ölümünden 10 yıl sonra, Persler yeniden-bu kez daha büyük bir güçle doğrudan Kral Xerxes yetkisi altında Attica’yi işgal etti. Spartalılar küçük ve kahraman bir ordu ile Kral Leonidas liderliğinde savaşarak Yunan kuvvetlerine toplanmaları için süre vererek, tüm Pers ordusunu Thermopylae efsanevi Savaşında geciktirdi. Ancak Persler Atina geldi ve tamamen Akropolis’in tüm tapınaklarını yıktı. Themistocles Atinalı donanması altında Yunan kuvvetlerini birleştirdi ve Salamina deniz savaşında Persleri yendi. Yetenekli bir siyasetçi, Themistocles Atina için çok şey yaptı. Güçlü duvarlarla çevrili Pire limanını inşa edip Atina’yı büyük bir deniz gücü haline getirdi. Ancak, onun kaderi üzücüydü. Atinalılar tarafından şehri terk etmek zorunda kaldı ve Pers kralı, hizmetine girdi. Kendisi bir suikast sonucu olduruldu. Attika generali Kimon bölgeden Persleri kovdu. Mezarı bugüne kadar Akropolis’te korunmaktadır.
Atina'nın Altın Çağı M.Ö. 5. yüzyılda oldu - Perikles döneminde. O zaman Antik Yunanistan'ın en büyük anıtları inşa edildi - Parthenon, Atina Akropolisi Propylaea ve kent entelektüel hayatının merkezi haline geldi. Sanat ve felsefe i - Anaksogor, Sofokles, Euripides, Aristophanes ve Herodot ve onların ölümsüz eserleri yapılırken, Sokrates Batı felsefesinin temellerini attı. Bu çağın bu güne kadar kültürel mirasi Batı uygarlığı üzerinde bir etkisi vardır. Klasik Altın çağ Atina dönemi sadece elli yıl sürdü.
Türkler tarafından Atina şehri işgalinden sonra Osmanlı İmparatorluğu'nun bir eyaleti haline geldi. 1821 yılında Yunan Bağımsızlık Savaşı başlar. Yunanistan’ın ilk başkenti Navplion şehridir ve sonra Yunanistan'ın yeni oluşturulan Krallığında 1833 Atina başkent olarak ilan edilir (o zaman kentin nüfusu 5000 kişiye ulaştı). 1834 yılında Atina’ya Bavaryadan yeni bir Yunan Kralı Otto geldi. Genç kral kenti yeniden inşa edip eski ihtişamını geri getirmek istedi. Daha sonra Atina Leo von Klentse ve Theophilus von Hansen mimarlarını davet edip Syntagma Meydanı, Atina Üniversitesi, Milli Park, Sergi Salonu Zappeion dahil neoklasik tarzda birkaç büyük sokaklar inşa ettirdi.
1896 yılında, mermerden yapılmış Panathinaikos stadyumda ilk modern olimpiyat oyunları yapıldı. 2004 yılında, 28nci Yaz Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yaptı.
Modern Atina - antik eserleri ile "gece hayatı" ve yüksek düzeyde alışveriş merkezleri için dünyaca ünlü bir Metropoldür.
Şehir Adı
Antik çağda kentin adı, Athinai olarak kullanılır - Atina. 1970 yılında dilin basitleşmesi ile kullanılmaya başlandı.
Bir efsaneye göre, şehir savaş tanrısı Athena’dan adını alır. Atina kralı Kekrop (yarı-insan, yarı yılan) ilk kent koruyucusu azizin kim olacağına karar verdi. Ona en iyi hediye yapacak iki tanrı Athena ve Poseidon, arasında seçimini yapacağını söyledi. Kekrop önünde deniz tanrısı Poseidon, bir kayanın üzerine vurarak bir su kaynağı oluşturdu. O şehre yaptığı hediye sayesinde her zaman su olacağını ve sakinleri için kuraklık olmayacağını belirtti. Ama su deniz suyu olduğu için tuzlu idi. Athenna harika bir zeytin ağacı hediye etti. Şehre gıda, zeytinyağı yakılacak odun temin etti. Kekrop Athena’nın hediyesinden etkilenip şehrin, bu güzel tanrıçanın adını taşımasına karar verdi...
Ancak, tarihçiler hala bir fikir birliğine gelmedi. Kentin adının kökeni birçok diğer sürümleri olsa bile, en güzelin bu olduğu fikri bulunmaktadır.
Mimari tarzı
Atina'nın nüfusu Yunanistan'ın tüm nüfusun üçte biri olarak tahmin edilmektedir. Yaklaşık 4 milyon kişi yaşamaktadır.
Antik Atina Merkez Akropolis ve çevresinde bulunan Thissio ve Plaka alanlarını kapsamaktadır. Bu alanlar, Syntagma ve Kolonaki ve Lycavitos tepesi ile bugün kentin turizm merkezini oluşturmaktadır. Akropolis duvarları altında Monastiraki kentin en büyük alışveriş bölgesidir.
Modern kent merkezinde eski kraliyet sarayı, Parlamento ve XIX yüzyılın birçok binası, klasik tarzda inşa edilmiş Syntagma Meydanı vardır. «Atina Üçgeni" adlı bu bölgede Panepistimiou Avenue, Milli Kütüphane ve Atina Akademisi binası ve Atina Üniversitesi bulunmaktadır.
1971 yılından beri başkentin çağdaş mimari yapıların arasında en yüksek ve inşaatı sırasında Balkan bölgesinde en yüksek binası olan Atina Tower 1, bugün Yunanistan'da tek gökdelen olarak bulunmaktadır.
Eskiden Atina, hava kirliliği, trafik ve kaotik kentsel gelişimi ile tanınırdı. Şimdi, Atina Olimpiyat Oyunları'nda 2004 projelerinin uygulanması ile turistler için uygun bir yer haline geldi. Güzel ve temiz park ve yollar, modern metrosu, yeni yolları, kolay erişilebilir havaalanı turist kenti olarak ziyaret keyfine yardımcı olmaktadır.
Atina için zaman ayırın! Onun manzaraları ile tanışın! Ve asla pişman olmazsınız! Sonuçta, Akropol, Zeus Tapınağı ve Ulusal Arkeoloji Müzesi hazineleri ile Batı dünyasının tarihin ve kültürün dönüm noktasıdır. Ardından Saronik Körfezi adalarını ziyaret ederek ziyaretinize devam edebilirsiniz.
Akropolis
.
Yunanca Akropolis - şehir kenarı anlamına gelir. Parthenon Acropolis 'in/ mücevheri olarak kabul edilir. Kentin sembolüdür. Bu nedenle her şey Parthenon-Acropolis ile ilgilidir.
Perikles girişimlerine göre Atina'da MÖ 5. yy ‘da ortasında büyük bir inşaat programı başlatıldı. Bir süre içinde a iki tiyatro - Dionysos ve Herodes Atticus, Üç tapınak ve anıtsal kapıları inşa edilmiştir.
Propylaea - Acropolis girişi. Bu küçük altı sütunlu salon ve yan kanatları ile her iki tarafta, ortada mermer kapı ile kaplıdır. Zaman içinde başpiskopos ikameti, daha sonra bir Haçlı kalesi, Türk cephaneliği olarak kullanılmıştır, Türkiye ile savaş sırasında Akropol kuşatması sırasında, Propylaea binası ağır hasar gördü. XIX yüzyılda restore edilmiştir.
Parthenon – Atina’nın sembolüdür. Tapınak tanrıça Athena Parthena (Virgin) onuruna Ünlü mimar ve heykeltıraş Phidias tarafından yapılmıştır. Tapınak Dor sütunlarla çevrilidir. Tapınak sahneleri friz Yunan efsaneleri ve Truva Savaşı'na aittir. Athena’nin ünlü heykeli sağ tarafta Nike adı altında altın ve fildişinden yapılmış şekilde tapınağın içindeydi.
Acropolis Müzesi 1878 yılında inşa edilmiştir. Özellikle ilgi çekici tapınağa ait eserler sergilenmektedir. Athena’in çeşitli savaş sahneleri Gigantomachia ve Zeus, Hercules sahneleri bunlar arasındadır.
Atina'nın iyi görünümünü Areopagus tepesinden görebilirsiniz. Ancak, uçurum ve taşların kaygan olması sebebi ile çok dikkatli olmak gerekmektedir.
Acropolis girişi ücretsiz değildir. Bilet 4 gün süreci içinde kullanılabilir. Bilet Keramikos - Dionysos Tiyatrosu, Roman Agora, Antik Yunan Agora, Temple Zeus, Hadrian Kütüphanesi ve antik Atina mezarlık ziyaretlerini kapsamaktadır.
Yeni Akropolis Müzesi
Akropol ’ise tırmanırken, hemen yakında genel manzaranın arka planında karşınıza çıkmaktadır. 300 metre mesafede art bina tarzında yeni Akropolis arkeoloji müzesini göreceksiniz
1874 yılında inşa edilen Eski Akropolis Arkeoloji Müzesi, uzun zamandır sergi olanaklarını tüketti. 80'lerin sonunda, Yunan Hükümeti, yeni bir müze inşa etmeye karar verdi. Yeni binanın mimarları ünlü İsviçreli mimar Bernard Tschumi ve Yunan Michalis Fotiadis oldu. Yeni müzenin inşaatı Kasım 2004'te başlamış ve toplam proje bütçesi 130 milyon Euro olarak, 2009 yılında tamamlanmıştır. Yeni Akropolis Müzesi, eski Akropolis Müzesi (1450 metre) alanından neredeyse 10 kat daha fazla bir alan (14000 metrekare ) kapsamaktadır. Müze gerçekten eşsiz bir arkeolojik sit üzerine inşa edilmiştir. Bunları görebilmeniz için birinci katta zeminler camdan imal edilmiştir.
19. yüzyılda Yunanistan'dan alınan tanrıça Artemis’e ait, Müzede yer alan eserler arasında, özel bir yeri olan küçük (35 34 cm) parça bulunmaktadır. Değerli parça Palermo Üniversitesi tarafından Yunan arkeoloji müzesine ödünç verilmiştir.
Toplamda, yasadışı Yunanistan ve İtalya'dan alınan ve daha sonra memleketine döndürülen 74 eser barındırmaktadır.
Yunanistan Lord Elgin tarafından 19. yüzyılda yasadışı İngiltere’ye ihraç edilen eserlerin dönüşü için ve British Museum koleksiyonunu oluşturan heykel ve eserlerin kopyasını Yeni Acropolis Müzesinde sergilemektedir. Bunun amacı «Parthenon Mermerlerinin iadesi için Yunanistan mücadelesini ziyaretçilere hatırlatmaktır.
Antik Agora
Antik Agora - açık ücretsiz vatandaşların ulusal mahkeme veya kamu hizmetlerini barındıran bir alandır. Agora Socrates mahkûmiyet kararı verilip idam edildiği yerdir
Burada ayrıca Alışveriş dükkânları, tiyatrolar, okullar, açık Meclis bulunmaktaydı. Agora’ya ulaşmak için eski Acropolis yolu takip edilirdi.
Agora'nın ilginç binaları arasında Hephaistos Tapınağı (MÖ 5. yüzyıl) En iyi korunmuş antik tapınaktır. Tapınak XIX yüzyıla kadar Hıristiyan Kilisesi olarak kullanılmıştır. Uzun iki katlı bir bina -Kral Attalus’un şehrine hediyesi - 1950 yılında arkeologlar tarafından restore edilmiştir.
Monastiraki
.
Atina'da en eski yerleşim alanlarından biri. Özellikle Cumartesi ve Pazar burada yürümek çok ilginçtir . Ifestu sokağındaki dükkânlardan her turlu malları alabilirsiniz.
Genellikle Monastiraki’de hediyelik eşya ve antika dükkânları bulunmaktadır. Cazibeli Adrian Kütüphanesi ve Türk komutan Tsistaraki tarafından 1759 yılında inşa edilen Eski bir cami bölgenin önemini arttırmaktadır.
Bu bölge sadece dükkânları ile değil ayrıca eşsiz atmosferi ile bir ayrı güzeldir. Yürüyüşünüzde tüccarları izlemek, sokak müzisyenlerini dinlemek, rahat kafede bir fincan kahve içmek ayrı bir keyif katmaktadır.
Plaka
Atina’nın en eski mahallesi. Bir de en rahat şekilde okunabilir ve söylenebilir kelime olarak. Plaka dar sessiz sokakları ile yürüyüş için tasarlanmıştır; her adımda pitoresk kafeler, meyhane ve dost yerliler görebilirsiniz. Antik çağ ev temellerinin üzerine inşa edilen evlerin bazıları 200-300 yıl önce yapılmıştır.
Kesinlikle Adrian sokağını ziyaret etmelisiniz - Atina içinde en eskisi olarak kabul edilir. Ermou Caddesi Atina’nın en işlek yaya caddesi olarak bilinir. Burada giyim mağazalarını geniş bir yelpazede bulacaksınız. Lüks marka butikler, ünlü bu caddenin başında yer almaktadır.
Ermou Sokağı’ndaki yürüyüş sizi Atina şehrinin kalbi Syntagma Meydanı’na çıkaracaktır.
Syntagma Meydanında Yunanistan Parlamento Sarayı bulunmaktadır. tam önünde Meçhul Asker Aniti evzonlar tarafından essiz kıyafetleri ile nöbetleşe korunmaktadır. Kabarık kısa etek, beyaz tayt, el nakışı, kırmızı bere ile bir yelek tsarouchi denilen 5 kiloluk büyük takunya ile giyinip saat başı nöbet değiştirmektedirler.
Bütün evzonlarin iyi eğitilmiş olması gerekir ve en az 187 cm'den fazla yüksekliğe sahip olması gerekmektedir.
Özellikle Pazar günü Atina'da saat 11.00 de bir askeri bando eşliğinde resmi nöbet değişikliği olmaktadır.
Syntagma Meydanı (Anayasa Meydanı)
Yunanistan’ın en önemli meydanlarından biri olarak kabul edilmektedir. Buradaki Metro durağı aslında, küçük bir arkeoloji müzesi olarak kabul edilir. Metro durağında cam arkasında benzersiz tarihi eserleri görebilirsiniz. Örneğin, bir antik Atina sıhhi tesisatı ya da antik mezar sitesinin bir parçasını. Tüm eserler 2004 yılında Olimpiyat Oyunları için yapılan metro yeraltı hatları döşeme zamanında tespit edilmiştir. Bu kazılar sonucu: paha biçilmez binlerce arkeolojik buluntular ortaya gelmiştir. Bu arada, bazı metro istasyonları gerçek yeraltı müzeleri haline gelmiştir. Özellikle, Akropolis ve Monastiraki gibi istasyonlarda önemli buluntular sergileniyor.
Panathenaicon stadyumu
Syntagma Meydanı’nın yanındaki Kraliyet bahçesinden geçip Panathinaikon Stadyumuna ulaşabiliriz.
Bu büyük yapı M.Ö 329 yılında tamamen beyaz mermerden yapılmıştır.
Beklendiği gibi, stadyum ilk yıllardaki formu ile bu güne kadar korunmuş değildir. 1895 yılında tam anlamıyla George Averoff tarafından yeniden inşa edildi. Heykeli stadyum girişinde durmaktadır. Panathenaic stadyumu 1896 yılında düzenlenen ilk modern Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yaptı.
Lycabettus tepesi
Atina mahallelerinin üzerinde, şehir merkezinde Lycabettus (Lycabettus) tepesi yükselir. Dağ, deniz seviyesinden 277 metre yükseklikte bulunmaktadır. Muhteşem Atina, Akropolis, ve deniz manzaralı efsanevi bir yerdir.
Efsaneye göre, Tanrıça Athena, Akropolis tapınağının gökyüzüne yakın bulunmasını istedi. Bir gün Pentelikon dağına gitti ve Akropolis’in bitimi için bir kaya parçası kopardı. Dönüşünde iki karga tarafından durduruldu ve kotu haberler verildi. Athena kayayı attı ve bu kaya olduğu yerde unutulup Lycabettus tepesini oluşturdu.
Antik çağda, Lycabettus yoğun orman ile kaplıydı, ama 19. yüzyılın başlarında ağaçlar kayboldu. Adinin kökeni muhtemelen burada yasayan kurtlardan almıştır. Yunanca kurt Lycos anlamında ve Lyvabettus kurtların sığınağı olarak bilinmekteydi.
Tepenin üstünde Saint George Bizans kilisesi bulunmaktadır. XI-XII yüzyıllarda inşa edilmiştir. Bizans İmparatorluğu ve Hıristiyanlık anlamlı konumlarını güçlendirmiştir zaman içinde. 1930 yılında bir yangın kiliseyi tahrip eder ve 1931 yılında kar gibi -beyaz kilise olarak tamamen restore edilir. Lycabettus Paskalya gecesi sıra dışı bir manzara oluşturmaktadır: İnsanlar yanan mumlar ile aşağı yürüdüğü için uzaktan sanki ateş bandı gibi gözükmektedir.
Lycabettus - romantikler için bir cennettir. Çam ve selvi ağaçları, dar yollar ve rahat ahşap oturma yerleri... Tüm bu huzur ve sakinlik severleri etkileyecektir. Lycabettus tepesi ayni anda Aşk tepeside denir.
Tepesinde bir Açık Hava Tiyatrosu vardır. Yaz aylarında, konserler, tiyatro gösterileri gibi çeşitli etkinlikler yer almaktadır. Ayrıca, dağın tepesinde rahatlamak ve muhteşem manzaranın keyfini çıkarmak için "Orizontes" denilen bir restoran vardır.
Lycabettus’a çeşitli yollar ile çıkılabilir. Aynı zamanda bir teleferik, Kolonaki alanından faaliyet göstermektedir.
Kerameikos Arkeoloji Müzesi
Pire caddesi yakınlarında Kerameikos Arkeoloji Müzesi bulunmaktadır. Küçük seramik bir müzedir. Ünlü Attika çanak çömlek üretimi yapan çok sayıda atölye eski çağlarda bu alanın içinde idi.
Müzenin ana bölümünde, boğa mermer heykeli bulunmaktadır. Antik Yunan çanak çömlekleri etkileyici bir koleksiyon olarak üç müze salonları içinde sergilenmektedir. Ayrıca dekorasyon ve o dönemin ev eşyalarını görebilirsiniz. En ünlü sergiler de Erken Geometrik amfora (900-700 yıl M.Ö. Yunan vazo boyama karakteristik stili), bulunur. Ayrıca, dikkat çekici Amasis 550-540 yıl boyanmış siyah figürlü vazo (zeytinyağı saklamak için kullanılan küçük bir sap üzerinde dar boyunlu, antik Yunan vazo) Vazo Dionysos figürü ve iki saterous ile dekore edilmiştir.
Rüzgâr kulesi
Bu antik bina Roman Agora yakınında yer almaktadır. Bu M.O II yüzyılda inşa edilmiştir.
Bir saat ya da "kronometre" olarak sekizgen penteli mermeri ile saat kulesi olarak kullanılmıştı. Yapı güneş, saati ve rüzgar bir arada sunuyor.
Kule Suriyeli astronom Andronikos Cyrrhus tarafından inşa edilmiştir.
12 metre yüksekliğindeki yapı yaklaşık 8 metre çapındadır ve antik çağlarda tepesinde rüzgâr yönünü belirten bir çatısı bulunmaktaydı. Duvar üzerinde sekiz rüzgâr tanrıları tasvir edilmektedir. İç mekânda, bir su saati (veya Clepsydra) vardı. Kulenin yüksekliği önemli Agora tarafından görünür bir yükseklikte olup hava şartları konusunda bilgi vermekteydi.
Kikladik Sanatı Müzesi
Kiklad Sanatı Nicholas Goulandris Müzesi – Atina’nın en büyük müzelerinden biridir. Bu Yunanistan'ın en zengin ve soylu ailelerinden biri olan Goulandris ailesinin Kikladlar ve Antik Yunan Sanatının özel bir koleksiyon bazında 1986 yılında kuruldu.
Nicholas ve Dolly Goulandris Yunan hükümetinin izni ile 1960 yılında kendi koleksiyonuna başladı. Koleksiyon hızla nadir sergiler için bilim adamları arasında tanındı. Nicholas Goulandris ölümünden sonra, eşi müze oluşturulması için Yunan devletine bir koleksiyon devretti.
Müzenin ana binası Yunan mimar Ioannis Vikelas tarafından tasarlanıp 1985 yılında Atina'nın merkezinde inşa edilmiştir. Zamanla, müzenin sergi koleksiyoncuları ve yeni satın almalarla ve bağışlar sayesinde genişledi. 1991 yılında, müze, yeni bir bina satın aldı -
Müzenin ana koleksiyon üç ana bölüme ayrılmıştır: Kiklad medeniyeti, Tunç Çağı yani erken dönem, 3200-2000 M.Ö. Kiklad mermer heykelcikler, biblolar Antik Yunan sanatı, MÖ 4. yy, erken Hıristiyanlık dönemine Neolitik antik Kıbrıs'ın sanatı, 4 binyıl için 2 binyıl - 6. yüzyıl M.Ö. dünyada Kıbrıs eserlerin en kapsamlı koleksiyonlarından biridir.
Müzedeki eserlerin mükemmel kopyalarını satın alabilirsiniz. Harika hediyelik eşya mağazası çalışmaktadır.
The Benaki Museum
Benaki Müzesi-Yunanistan'da en eski müzelerden biridir. Babası Emmanuel Benakis anısına Antonis Benakis tarafından 1930 yılında kuruldu. Halka açık müze 1931 Nisan ayında 1867 yılında inşa edilen ailenin neoklasik tarzı konağında, barındırılmaktadır.
Benakis (Antonis) 35 yılda topladığı ve müzede sergilenen eserleri müzede kalıcı olması şartıyla devlete devretti. 1954 yılında ölümüne kadar da müze başkanı olarak kaldı.
Müze tarih öncesi çağlardan itibaren günümüz döneminine kadar kapsar .. Yunan sanatının geniş koleksiyonlarının yanı sıra, müze aynı zamanda Asya sanatının geniş bir koleksiyonuna sahiptir. Başlangıçta, İslâm sanatının eserleri toplanması, Çin porselen ve oyuncakları müzenin ayrı bölümlerde sunulmuştur. Ghica, ünlü Yunan ressam, Kolonaki içinde, çocuk oyuncaklarının toplanması ayrı bir müze - 2000 yılında da, küresel restorasyondan sonra, Seramik Galerisi'nde İslam Eserleri Müzesi, Nikos Hadzikiriakos gibi belirli konulara, adanmış müzeler kuruldu. Ve ana müze sadece Yunan kültürü eserlerini kapsamaktadır.
Müze Minos ve Miken uygarlıklarının, erken Helenistik döneme ait Paleolitik ve Neolitik eserler bulundurmaktadır. Seramik, metal ve ahşap, eski simgeler ve kilise plakaları, altın takı, tekstil, resim, heykel, gravür, ve diğer ilginç eserler ziyaretçiye antik Yunan dünyasına yolculuk yapmaya ve günümüze kadar olan tarihini izlemeğe izin verir. Müzede ayrıca ünlü Yunan ressam El Greco’nun çalışmalarına ev sahipliği yapıyor.
“Attica” Zoo “Attika” hayvanat bahcesi
Zooloji Parkı «Attika" ozel bir kurum olarak 20 hektarlık bir alanda Atina'nın eteklerinde yer almaktadır Kuş Parkı olarak oluşturulduğunu ve burada yaşayan kuşların dünyanın en büyük 3uncu koleksiyonu oluşturup 300 farklı türlerden 1000'den fazla kuşa ev sahipliği yaptığını açıklamak gerekmektedir.
2001 yılının Nisan ayında "Sürüngenlerin Dünyası" adlandırılan yeni bir bolümde timsah, piton, Boas ve diğer sürüngenleri görebilirsiniz. 2002 yılının Temmuz ayında kahverengi ayılar, tilkiler, yabani kediler bölümü, Şubat 2003'te vaşak, kurt, zürafalar, zebralar, antiloplar ile "Afrika savana" bölümü eklendi. Ayrıca, jaguar kar leoparı, beyaz aslan ve diğer memeliler vardır. 2003 yılında, hayvanat bahçesi maymunları getirdi. O zamandan beri, hayvanat bahçesi ilginç ve nadir hayvanların nüfusunu artırdı.
2010 yılında, hayvanat bahçesi yunuslar ve denizaslanları hayranlarının gösterisini izlemek için Dolphinarium, açıldı.
Zooloji Parkı "Attika" dünyada en çok ziyaret edilen bir park olarak kabul edilmekte ve ziyaretçiler için tüm yıl boyunca açıktır. Bu Hayvanat Bahçesi ve Avrupa Akvaryumlar ve Hayvanat Bahçeleri Birliği üyesidir.
Gekatompedon
Gekatompedon - Atina Akropolis’in en eski tapınaklarından biridir. 100 ft (32,8 m) uzunluğunda ve genişliği 50 feet (16.4 m) - kilisenin adı, boyutuna bağlıdır. Gekatompedon kelimenin tam anlamıyla "100 feet " anlamına çevrilmiştir.
Tapınak Pisistratus tarafından, eski Miken Sarayı'nın sitesinde ( M.O 14. yüzyıl ) M.Ö. 6. Yüzyılın içinde yaptırılmıştır ve Parthenon tapınağının bir ilki olarak kabul edilmektedir.
Gekatompedon, Atina'nın diğer birçok başyapıtları gibi, tanrıça Athena onuruna inşa edilmiştir. Efsaneye göre, Yunanlılar, tapınağın inşasına katılan tüm kölelerin, Tanrıca tarafından korunduğuna inanmaktaydılar.
Greco sırasında M.O. 480-479 Yunan - Pers Savaşları sırasında, İran kralı Xerxes emriyle Gekatompedon yakıldı. Eski bir tapınağın sadece kalıntıları bulunmaktadır. Hemen yakınında ilk Attika kralı Kekropa’nin mezarı yer almaktadır.
Adrian Kemeri
Adrian Kemeri unlu Roma Zafer Kemerine benzeyip Amalias Caddesi üzerinde yer almaktadır.
Kemer, Atina'nın merkezinde Roma İmparatoru Hadrianus şerefine MS 131 inşa edildi
Kemerin her iki tarafında Theseus ve Adrian, Atina kurucuları olarak oyulmuş iki yazıt bulunmaktadır. Araştırmacılar kemerin eski ve yeni ayırdığına inanmaktadırlar.
Kemer, 18 m yüksekliğe 13,5 genişliğe sahiptir. Atina'da birçok binaların yapımında kullanılan beyaz Pentelikon mermeri ile aynen Parthenon ve Panathenaic stadyumu gibi inşa edilmiştir. Derinliği 2,3 metre olan kemer katı mermerden oyulmuştur.
Fun Eğlence Parkı
Allous Fun Park - Atina'da en büyük eğlence parkıdır.
Gezilmesi gereken bir yerdir. Çocuklar ve yetişkinler için park iki büyük alana ayrılmıştır. Allous Fan Park en büyük Feribot Wheel (40 metre) dik roller coaster ve 12 katlı binanın yüksekliğinde müthiş "Şok Kulesi" barındırmaktadır.
Casino Mont Parnes
1055 metre yüksekliğinde, Atina’nın kuzey sınırlarında bulunan Parnitha dağında Mount Parnes adında 70li yılların başından Casino olarak kullanılmaktadır.
Eğlence yeri, , her gün günde 24 saat, haftada 7 gün, yılda 365 gün hizmet vermektedir.
Mont Parnes eğlence mekânlarının Atina "haritası" üzerine bir hikâyesi vardır. Başlangıçta, 60'larda, bir otel olarak kurulmuştur. Ve 70'lerde ilk Yunan casinosu olarak kendi salonlarında Atina toplumunun elit kişilerini toplamıştır.
Casino ziyaretçiler için çekici ve sakin bir görünüm sağlanmaktadır. 18000 metrekarelik alanda her adımda, lüks ve zengin dekorasyon; duvarlarda ünlü Yunan sanatçıların pahalı tabloları mutlaka dikkatinizi çekecektir. Lüks olmasına rağmen, casino, ekonomik, sosyal ya da eğitim durumu ayırtmadan, tüm ziyaretçiler kabul eder. Hedef eğlenmektir. "Blackjack" için 20, poker rulet için 20, 4: 52 casino masaları bulunmaktadır. Şanslarını denemek ya da sadece adrenalin almak isteyen oyuncular, diğer 4 tablolarda oynayarak şanslarını deneyebilirler. En düşük bahis sadece 2,50 €, ama kendinizi kandırmayın çünkü bu markaların cazibesine kapılmak çok kolaydır.
Bu kozmopolit casino’da 503 slot makineleri ikinci katta oyuncuları beklemektedir. Son teknoloji makineler ile Regency Casino sahipleri gurur duymaktadır.
Oyuncular barda bir içki için davet edilir. Yemek yemek isteyenler için 17 Euro karşılığında restoran da enfes bir menü tadabilirler.
Casino’ya 1600 metre uzunluğunda devamlı çalışan teleferik ile muhteşem bir doğa güzelliği içinde çıkabilirsiniz. Teleferik yeni restore edilmiş, devamlı çalışıp saatte 2.000 kişi kapasitesini kaplamaktadır.
Casino Girişi ücretsizdir. Tek şart: ziyaretçinin yaşının en az 23 ve bunu ispatlayacak belgelere sahip olmasıdır.
Cape Sounion
Sounion yarımadasının ucunda muhteşem Poseidon tapınağı kalıntıları ve Parthenon ile Yunanistan'ın simgeleri olmuşlardır.
Cape Sounion’da gün batımını izlemeden Yunanistan'ı ziyaret düşünülemez .
Sounion antik çağlardan beri yerleşim ve kutsal bir yer olarak bilinmekteydi. Homerus tarafından Odysse destanında bölge konusunda anlatımlar bulunmaktadır.
Antik yillarda Sounio Atina’nin gözetleme kulesi olarak kullanılmıştı.
Atina Arkeoloji Müzesi'nde M.O. IV ve III yuzyila ait olan ve (yüksekliği üç metreyi aşan) çok büyük bir Kouros (erkek heykeli) bulunmaktadır. Eski zamanlarda bu heykellerin sayısının 17 olduğu kabul edilir.
Poseidon Tapınağı
Sounion’da en görkemli eser Poseidon Tapınağıdır.
Poseidon tapınağı M.Ö 490. yılında bir uçurumun tepesine inşa edilmiş ve M.Ö. 480 yılında Thermopile – Atina savaşları esnasında yıkılmıştır. O zamanlarda Dor mimari stilinde (6 13 ile sütun) olduğu bilinmektedir. Poseidon Klasik tapınak kalıntıları, M.Ö 440. inşa edilmiş ve en azından M.S 1nci yüzyıla kadar aktif olmuştur. Tapınak, tercihen akşam saatlerinde ziyaret edilmelidir Tapınağı'nın sütunları ile günbatımı unutulmaz bir izlenim sunmaktadır.
Uçurum çok doğal bir görünüme açılır. Mitolojiye göre, buradan kral Aegeus kendini uçuruma atar çünkü Girit’te oğlu Theseus Minotaur ile savaşı kazanıp dönerken kötü haber anlamına gelen siyah yelkenleri indirmeyi unutmuştu.
Atina iklimi yarı kurak Akdeniz iklimidir. Kış genellikle yağışlı, bazen don ve bazen kar düşmektedir. Yaz çok sıcak ve kurudur. Akdeniz sonbaharı etkiler ve uzun sürer. Bahar erken gelir.
Atina kuzeydoğusunda ve kuzeyden Parnes, Penteli dağları batısından Egaleo doğusundan Ymittos dağları ile çevrili küçük bir ovadır. Saronik Körfezi ile yıkanır. Atina’nın bu nedenle doğal sınırlarında büyümesi çok zordur. Ancak, sürekli banliyöleri ile büyümektedir. Kuzeyde Aharne , Liosia ,Guneyde Moschato – Batıda Haidari doğuda Pallini yeni yerleşim alanlarıdır . Penteli’den akan Kifisos nehri Saronik Körfezi'ne dökülür. Beton altında, gizli Pikrodafni ve Eridanus nehirleri bulunmaktadır.
Atina kayalık ve toprağı kireçtaşından oluşup elverişsizdir.
Yılın en kısa günü 8.00 – 16.45 en kısa günü 04.20 – 21.20 olarak sayılmaktadır.
Faliro: Şehir merkezinden kısa bir mesafede, lüks plaj şeritti vardır. , Glyfada, Voula, Vouliagmeni (Atina en prestijli tatil köyü) ve Varkiza Lagonissi. Kuzeydoğuda Mati Marathonas, Vravrona, Nea Makri, Lavrio, Panormos, Makronisos, Porto Ráfti, Rafina, Kokkino, Limanaki, Agios Andreas, Nea Makri, Rera, Calamos, Nea Palatia (Oropos)bulunmaktadir.
Glyfada
Yunanistan Riviera"si olarak bilinir. Atina'nın en ünlü eğlence mekânları Atina'nın bu güzel güney sahil banliyösünde bulunmaktadır.
Ünlü markaların mağazaları ile en iyi ve büyük alışveriş merkezleri bulunmaktadır. İndirimli ve uygun fiyatlarla iyi ürünler satan birçok dükkân vardır. Glyfada’da pahalı restoranlar, gece kulüpleri ve eğlence merkezleri ile, başkentin en zengin insanlarının villaları bulunmaktadır, Yunan "Beverly Hills"i denir. Glyfada güzel koy ve plajları ile ünlüdür. Kolayca Atina şehir merkezine yanı sıra Attika’nin ve diğer tüm bölümlerine erişim sağlayabilirsiniz.
En ünlü plajı - Glyfada güneyindeki küçük bir yarımada boyunca uzanan Asteras Sahilidir.
Atina'nın merkezinden sadece 20 km mesafede yer almaktadır. Saronik Körfezi bölgesindeki en iyi plajlarından biridir; ziyaretçiler için yeşil alan ve aktivite boldur; Canlı gece hayatı ziyaretçilere essiz eğlence olanakları sağlamaktadır.
Vula Attikis
Atina’nın en büyük kumsal plajı, tesisleri, tramvay ile 500 metre ve Atina’nın merkezinden 18 km mesafede hizmet vermektedir.
Kozmopolit atmosfer, modern binalar ve mağazalarla çevrili olup çok güzel bir bölge oluşturmaktadır.
Aileler ve münferit kişiler için her türlü gıda, eğlence, alışveriş imkânlarını sağlamaktadır. Bütün bütçe olanakları büyük park alanı birkaç kafe ve restoranlar ile sağlanır. Plaja yakın bir mesafede çeşitli küçük dükkânlar yer almaktadır.
Plaj tamamen şezlong, şemsiye, duş, konvansiyonel ve deniz sporları uygulama imkânı ile donatılmıştır. Zemin yürüyüş ve bisikletçiler için büyük bir eğlence ve keyif kaynağıdır.
Plaj Atina’nın en pahalılarından biri olarak kabul edilmektedir, ancak yüksek kaliteli hizmet ile ziyaretçileri için çok popülerdir.
Vouliagmeni Lake Vouliagmeni Gölü
Göl çok güzel bir yerde Atina’nın güney kıyısında, merkezine 21 km, mesafededir. 100 metre mesafede deniz bulunmaktadır. Osmanlı iktidarı sırasında(koyu su) adı vardı.
Bu jeolojik fenomen tektonik aktivitenin bir sonucu olarak 20 fazla asır öncesi ortaya çıktı: Mağara çatısının büyük bir kısmı suya düştü ve göl, deniz tarafından kuruldu. 30-35 ° C altındaki Vouliagmeni Gölünün suyu 18 dereceyi korumaktadır. Gölün sıcaklığı kış aylarında bile 18 derecenin altına düşmez.
Gölün kenarında gerekli kafeler bulunmaktadır. Göl suyu terapötik olduğu kabul edilir. Çeşitli tuzlar, pek çok metaller ve yeterli bir hidrojen sülfit bunu sağlamaktadır. Göl aynı zamanda radyoaktif özelliğe sahiptir. Bunun romatizma, deri ve jinekolojik hastalıklarında, hem de baş ağrılarının tedavisinde yardımcı olduğuna inanılmaktadır. Hidroterapi hizmetleri sunulmaktadır
Yabanaki Plajı Varkiza
Atina şehir merkezinin güney-doğusunda 27km mesafede uzun kumsal masif ve iyi organize edilmiş Yabanaki plajı yer almaktadır.
Varkiza çok sayıda ziyaretçi çeken bahar süresi boyunca çiçek sergisi barındıran gerekli tüm turistik hizmetler ve olanakları sağlayan sayfiye yeridir. Çok sayıda kafe ve restoranların yanı sıra barlar ve eğlence merkezleri bulunmaktadır.
Grand Resort Lagonissi Beach
Büyük güzel kumlu ve iyi organize plaj Atina'nın merkezine yaklaşık 40 km güney-doğusunda ayni adli Otel kompleksinin önünde bulunmaktadır.
Diğer plajları ile temel farkı, ana yol ve çevresinden mesafesidir. Şezlong, şemsiye, duş ve spor çeşitliliği: dinlenmek isteyenler için gerekli tüm hizmetler ve tesisler sunmaktadır. Akşamları, ziyaretçiler bu küçük yarımadanın canlı gece hayatının tadını çıkarabilirsiniz.
Kinetta Beach
Kinetta Beach çam ağaçlarıyla çevrili ve Saronik Körfezinin batı kıyısında rüzgârlar korunmuş Kinetta köyü önünde yer almaktadır. Atina şehir merkezine 55km mesafededir,
Yunan yemekleri sunan çeşitli Yunan taverna ve restoranlar başta olmak üzere aynı zamanda olanaklar sağlar. Hafta sonları çok sayıda turist çeker.
Nea Péramos
Bu büyük kumsal plaj gerekli tüm olanaklara sahip Atina’nın 35 kilometre batısında yer almaktadır
Birçok tavernalar, kafeler yanı sıra Uzo mağazaları (Yunan rakısı ve deniz ürünleri satan restoranlar) barlar sahile yakın çeşitli seçenekler sunuyorlar.
Porto Yermeno Plaji
Porto Yermeno Atina’nın batısındaki 60 km mesafede alan geniş ve rahat plaj olan küçük bir sayfiye alanıdır.
Koy sahilde keyifli bir konaklama sunmak için gerekli tüm konfor ve kolaylıkları sağlamaktadır. Balık tavernaları ve muhteşem denizi ile Corinth Körfezi’nin sularında, burada kalmak sadece unutulmaz olabilir.
Psatha Beach
Bu plaj, 2,5 km uzunluğu ile Atina'nın batısındaki Pateras dağları önünde, Vilia köyünden 20km ve Atina’dan 60 km uzaklıkta yer almaktadır.
Dağ zirveleri ve bunları kapsayan yoğun çam ormanları ile Korint körfezinin muhteşem manzarasına sahiptir.
Psatha köyü tüm imkânları sunmaktadır. Deniz kenarında bulunan sahil tavernalarında lezzetli deniz ürünlerini tadabilirsiniz.
-
Bomo Palace Hotel
- Bölge:
- Atina Glyfada
- Odalar:
- 76
Otel, Glyfada'da sahilin yanında yer almaktadır. Konforlu odaları, restorantı, barı, oda servisi, interneti, havuzu ile sizlere üstün hüzmet sunar. Konumu itibari ile Pire limanından Saronik Körfezi'nin adalarına kısa bir seyir yapabilir. Tesisin yanında halka açık ücretsiz otopark mevcuttur.Bütün yıl -
Vergina Hotel Lagonissi
- Bölge:
- Attiki
- Odalar:
- 18
Otel, denize bir kaç adım uzaklıktadır. Yüzme havuzları, su kaydırakları, internet, restoran, bar, iyi hizmet.